En küçük kız kardeşim 6 yaşına girdi. Babasıyla birlikte.. Yasaklarla, kurallarla dolu bir yerde. Cezaevinin açık görüş salonunda. Bu artık çok normal geliyor herkese. Duygusal bir olay da değil bir çok kişiye göre. Çünkü onlar orada. Zerre kadar suçları yok. Ama oradalar. Ve biz buna alıştık. Bu hukuksuzluklara alışıyoruz.
Kendinizi genç, yetişkin bir insan beyninden çıkarıp, küçük bir çocuğun yerine koyun.
Babanız bir anda yok oluyor. Sabahları beraber kahvaltı yaptığınız babanız artık evde değil. Babam nerede? Babam neden gelmiyor? diye soruyorsunuz. Ama unutmayın 6 yaşındasınız. Hapis nedir biliyorsunuz. Hapse neden girilir biliyorsunuz.
Size hiçbir şey belli etmiyorlar. Yalan gülümsemeler var gözlerinde herkesin. Baban askerlik yapıyor diyorlar. ‘Baban çok güçlü bir kahraman’. Buna öyle içten inanıyorsunuz ki.. Biriyle gurur duymak nedir artık biliyorsunuz. ‘Neden bazen kapalı görüş bazen açık görüş yapıyoruz?’ diye soruyorsunuz. ‘Dışardaki insanlar hasta olabilir onlara hastalık bulaşmaması için’ diyorlar. Küçücük bir bedeni kandırıyorlar. Ama sizin masum kalbiniz her şeyi hissediyor.
Gerçekler ne kadar acı değil mi?
Baban hapiste ama hiçbir suçu yok desek kim bilir neler soracak.. Ve biz bu kirli dünyayı ona anlatamayacağız.
Bir çocuk doğum günü olduğuna değil, doğum gününün açık görüş günü olmasına sevindi.
Kurabiyelerle, keklerle harika bir pasta yaptık.
Üstündeki çubuk krakeri üfledi.
Ve zulümler içinde mutlu olmak nedir işte en iyi onlar biliyor.
Küçücük çocuklar biliyor..
